Kronik Hastalıklar ve İş Hayatı

Kronik bir rahatsızlığınız varsa hastalığınız hayatın her aşamasında yanınızda demektir. Nereye gitmek ve ne yapmak isterseniz daima sizinledir. Güzel bir hafta sonu gezisini ya da ailece gidilen bir pikniği dahi her an çekilmez hale getirebilir. Peki iş hayatından eksik kalır mı? Maalesef kalmıyor.

Kronik hastalıkların iş hayatına etkisini birçok yönüyle ele almak gerekli. Bu sebeple kronik hastalıklarla başa çıkmaya çalışanları sınıflandıralım:

  • Kronik hastalığı eğitim hayatını sekteye uğratanlar ve bir işte çalışamayanlar,
  • Eğitim hayatını tamamlamış ve kronik hastalığı sebebiyle bir işte çalışamayanlar,
  • Bir işte çalışırken kronik hastalığı yüzünden ömür boyu işlerini bırakmak zorunda olanlar,
  • Bir işte çalışırken kronik hastalığının verdiği hasarlar yüzünden emekliye ayrılmış olanlar,
  • Herhangi bir işte çalışırken kronik hastalığının getirdiği sıkıntılar sebebiyle sürekli kovulanlar,
  • Evden çalışarak hane halkına gelir getirici işler yapmaya çalışanlar.

Eğer kronik bir hastalığınız varsa muhtemelen yukarıdaki listeden bir grupta yer aldığınızı düşünüyorsunuzdur. Bir işte çalışmaya başlamış olanlar yoğun tempo, sürpriz mesailer ve iş stresi ile başa çıkmakta güçlük çekiyordur ya da bir dönem mutlaka güçlük çekmiştir. Üstelik kronik hastalıkların tedavisinde, başta gelen doktor uyarıları arasında bu öğelerden uzak durmak gelmektedir. Bir diğer taraftan çalışmayanlar ya da işini bırakıp eve dönenler iyi bilir ki aslında evde oturmak da iyi bir fikir değildir. Peki ne yapmalıyız? 

FARKINDALIK YARATMALIYIZ. 

Yukarıda büyük harflerle yazıyor tam da bunu yapmalıyız. Kronik hastalıkların bilinirliğinin artması devlet tarafından daha iyi imkanların sağlanmasını ayrıca özel sektörde hastaların lehine kullanılacak yasa ve yönetmeliklerin çıkarılması anlamına gelmektedir.

Özel sektörde bir iş görüşmesine gittiğinizde kronik hastalığınızı paylaşırsanız ya da işe alındıktan sonra bu durumu paylaşırsanız işvereninizin yüzünün değiştiğini görmeniz olasıdır. İşte tam da bu yüzden bilinçlendirme gerekli.

Şüphesiz normal insanların karşıladığı çalışma koşulları Lupus ya da herhangi bir kronik hastalığı olanlara ağır gelebiliyor. Kronik hastalığı olanların işverenlerinden ya da amirlerinden duymaya alışık olduğu sözlerden bazıları  ise şöyledir: 

  • Ne çabuk yoruluyorsun!
  • Yine mi hastasın!
  • Kendini çok dinliyorsun.
  • Bu kaçıncı izin!
  • Haftada üç gün doktordasın!
  • Bu daha ne kadar sürecek?
  • Maaşından keserim.


Esra bu konuyla ilgili deneyimlerini şöyle aktarıyor:

"Mesela ben işverenime lupus hastası olduğumu, belli saatlerin üzerinde çalışmamın beni zorladığını açıklasam da o ısrarla iş yükümü artırdı. Çünkü ona göre ben çalışmaktan gocunmaktaydım. Eee bir süre sonra artık anlatmaktan vazgeçip verilen işe katlanmaya çalışıyorsunuz. Çünkü her defasında rahatsızlığınızdan dolayı bu iş yükünü kaldıramadığınızı dile getirmek onursal açıdan kırıcı ve yıpratıcı oluyor. Artık bir noktadan sonra bağışıklık sistemi buna dayanamıyor ve sürekli hasta olmaya başlıyorsunuz. Bir kere grip oluyor ve iyileşmek bilmiyorsunuz. Benim işverenim bana "Sen de hep hastasın!" diyor. Ben de ona "Bağışıklık sistemim uygun çalışmıyor." diyordum ama anlaşılmak ne mümkün! Eğitimli insanların dahi bilmediği bu hastalık yüzünden 3. Sınıf vatandaş muamelesi görmek istemiyorsak daha çok yazmalı, daha çok paylaşmalıyız. Bu bir kusur değil bu bizim sosyal hayatta olmamıza, iş hayatına girmemize engel değil. Dileğim odur ki anlaşılmak... Ailemiz ve çevremiz başta olmak üzere bizden beklenebileceklerin sınırlarının anlaşılması. Umarım anlayışlı işverenlerle ve yeteneklerimizi sergileyebileceğimiz iş imkanlarıyla karşılaşırız. Sevgiyle kalın..."

Esra'nın deneyimleri de aslında işi tek bir noktaya getiriyor: "FARKINDALIK". Bizler inanıyoruz ki toplumumuza yeteri kadar anlattığımızda kronik bir hastalığı olan insanlara bakış açıları çok değişecek. Son olarak yazıda değinilmeyen kronik hastalıkların eğitim hayatına etkisi ve evden aile bütçesine katkı sağlamaya çalışan kronik hastalığı olanlar ile ilgili izlenimlerimizi ayrıca aktaracağız. 

Severek Yaşa & Esra Karakaş Altıntaş 

Yorumlar