Uzmanlara göre, saatlerin bir saat geri alınması vücut ve ruh sağlığını olumsuz etkiliyor.
Yaz saati uygulamasının sona erip saatlerin bir saat geri alınmasıyla birlikte, tıpkı uzun uçuşlarda yaşanan jet-lag gibi ani bir saat karmaşası içerisine düşüyoruz. Özellikle, saatleri geri aldığımız günün sabahı zorlukla uyanabiliyoruz. 21 Aralık tarihine kadar günlerin daha da kısalıp gecelerin uzayacağını düşününce fazladan karanlık günler depresyon belirtilerini artırabiliyor.
Karanlıkların uzun sürdüğü İskandinav ülkelerinde, karanlık yalnızca güneş ışığının yokluğundan dolayıdır. Sokaklarda faili meçhul cinayetler işlenmez, o uzun gecelerde sokaklarda kimsesiz bir çocuk donarak ölmez, sokakta yaşayan hayvanlar açlıktan telef olmaz. Genelde insanlar sobada yaktığı kömürü tekrar eleyip yakabilir miyim diye düşünmez ya da kombiyi günde bir iki saat tedirginlikle çalıştırmaz. Karanlıkta da olsa bakkala ekmek almaya giden çocuklar öldürülmez. Karanlıkta çalışsalar da iş kazaları olmaz, bugün acaba eve sağ salim gidebilecek miyim diye düşünmezler. Uzadıkça uzar bu yazdıklarım. Kısacası demem o ki depresyona sokan karanlık güneşin yokluğundan gelmiyor.
Saatler ile ilgili fikrim ise sürekli yaz saati uygulamasında kalmamız.
Zaman sizin algıladığınız hızdadır. Severek Yaşayın.
Her şeye rağmen kış gecelerinin uzun olmasını yerinde buluyorum. Neticede okumak, dizi izlemek ve çalışmak için epeyce bir vaktimiz oluyor kış gecelerinde.
YanıtlaSilHer anı iyi değerlendirmek dileklerimle, iyi okumalar ve iyi çalışmalar size :)
Sil