
Kahve araları her zaman aynı etkiyi yaratmamaktadır. Bunun sebebi ise vücudumuzda gün içerisinde bazı hormon seviyelerinde sert değişimler yaşanmasıdır.
Bunu dikkate alarak kahve tüketmek yani kafein almak ciddi öneme sahiptir. Kahve vücudumuzda tıpkı bir ilaç gibi etki göstermektedir. Yani kahve alındığında vücudumuzda önemli kimyasal değişimler oluşmaktadır. Kronofarmokolojik araştırmalar sonucu ilaçların hangi saatlerde alınmasının biyolojik açıdan en iyi etkiyi göstereceği belirlenmektedir. Tıpkı ilaçlar gibi kahve içerken de hangi saatlerde alınacağı stratejik bir öneme sahiptir.
Lupuslu hastalar kahvenin hastalıkla alakalı bir sakıncası olup olmadığını merak ediyorsa yeri gelmişken biraz bahsedeyim. Annem romatologuma kahve tutkunu olduğum için konuyu ısrarla danışmıştı :) Lupusla alakalı kahvenin bir sakıncası olmadığını ama genel anlamda herkese sakıncası olabildiği için abartmamak gerektiğini, günde bir iki fincan kahvenin bir zararı olmayacağını belirtmişti.
Kahve denildi mi ben Türk kahvesi algılarım. Pişirmekten de içmekten de çok keyif alırım ama öyle tek başına da içilmez. Yanında sevdikleri, dostları olmalı insanın. "Hadi bir Türk kahvesi yapıyım sana" sözüyle yapılmış ve sevgi katılmış Türk kahvesini, sevdiklerinizin hoş sohbetleri eşliğinde yudumlamanın tadı herhalde hiçbir şeyde yoktur. Eee boşuna dememişler bir fincan kahvenin kırk yıl hatrı vardır diye. Hadi bir kahve yapın siz de. Muhabbetiniz hoş, hatrınız bol olsun. Severek yaşayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder